Karadeniz Bölgesi’nin doğu kesiminde yer alan şehir 6.575 kilometrekarelik bir alana sahiptir. Son yapılan nüfus sayımı verilerine göre 146.353 kişinin ikamet ettiği Gümüşhane, doğu kesiminden Bayburt’a, batı kesiminden Giresun’a, kuzey kesiminden Trabzon’a ve güney kesiminden ise Erzincan illerine komşudur. Hem tarihi değerleri hem de Harşit Çayının iki yamacından vadi boyunca uzanan tabiat güzelliği ile görenleri hayranlık içerisinde bırakmaktadır. Binlerce yıl boyunca sahip olduğu gümüş madenleri sebebi ile ön plana çıkmayı başaran Gümüşhane şehri adını Türkçe olarak gümüş ve Farsça olarak hane sözcüklerinin birleştirilmesi sonucunda almıştır. Şehre Romalılar zamanında gümüş yeri anlamını taşıyan Ajripolis ismi verilirken, Evliya Çelebi ise bu şehri Gümüşşehri olarak anlatmıştır.
031
Gezilecek Yerler
Yüzyıllar boyunca bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Gümüşhane şehrinde gezip görülmesi gereken pek çok yer vardır. Köprüleri, mağaraları, arkeolojik sit alanları, kiliseleri, manastırları, mimarisi ile dikkatleri üzerine çeken köyleri, şelaleleri, gölleri ve yaylalarıyla seyahat severlerin ilgisini çekmektedir. Bu belirttiğim noktaların bir çoğu şehir merkezi dışında yer aldığından her birini görmek isteyenlerin Gümüşhane’de uzun bir tatil yapması gerekecek. Karadeniz’in eski büyükşehirleri arasında yer alan, İpek Yolunun kadim şehrinden ve Hristiyanlığın günümüze kadar ulaşmış en eski ibadet yerlerine kadar ev sahipliği yapan Gümüşhane şehri, sizleri kendisine hayran bırakacak bir kenttir.
Gümüşhane’de gezip görülecek yerlerin bazıları hakkında kısaca bilgiler vermek gerekirse;
Satala Antik Kenti
Kelkit Sadaka köyü içerinde bulunan Satala Antik Kenti, il merkezine 99 kilometre mesafede yer almaktadır. Roma İmparatorluğunun Fırat Nehrini savunmak için doğuda inşa ettiği en büyük karargah olarak bilinen Satala kenti bunun yanında 15. Lejyon’un da karargah kurduğu bölge olarak bilinmektedir. Bölge askeri geçiş yolunda yer almadığından dolayı o zamanlarda oldukça büyük bir öneme sahipti. Satala geçen yıllar içerisinde Makedonya, Roma, Asur ve Bizans hükümdarlığında kalmış ve özellikle bu bölgeye İmparator Jüstinyen ve Heraklios döneminde, günümüz izlerine hala rastladığımız eserler yapılmıştır. 15.yüzyılda Satala’ya su gelebilmesi için 47 gözden oluşan su kemeri inşa edilmiş ancak günümüze kadar sadece dört tanesi gelebilmiştir. Bu antik kentte aynı zamanda taş binalar, çeşmeler ve harabe olmuş hamam kalıntılarını da görebilmeniz mümkündür.
Krom Şehri
Şehir merkezine 36 kilometre mesafesi bulunan Krom şehri, Yağlıdere köyünde yer almaktadır. Bu alan Arkeolojik Sir alanı olarak 2010 yılında tescillenmiştir. Maden kaynakları yönünden oldukça zengin olan Krom şehri, tarihinden bu zamana kadar bir çok medeniyeti bünyesinde barındırmıştır. Rumlar zamanından kalan taş evlerin günümüzde hala korunduğu Krom şehrini gezerken bir de tarihi değirmen göreceksiniz. Bizans zamanında bu bölgede yaşayan halk sakinleri geçimini madenlerde çalışarak sağlıyordu. Bu halk sonrasında kendi dinlerini terk ederek Hristiyan dinine mensup olmuşlardır. Kullandıkları dil ise Yunancayı daha çok anımsatan Rum dilidir. Halk yüzyıllar boyunca bu şehirde yaşamını devam ettirmiştir. O zamanlarda inşa edilen kiliseler Anadolu da ki en korunaklı yapılar arasında bulunarak günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır.
Sarıçiçek Köy Odaları
Bu köy odaları şehir merkezine 38 kilometre mesafedeki Sarıçiçek köyünde yer almaktadır. Bu odalar köy halkı içerisinden Hacı Ömer Ağa tarafından 1870’li yıllarda inşa edilmiştir. Türk mimari yapısının ilk örneklerinden birisidir. O dönemin Lirik örneklerinin işlemelerine yansıdığı zengin motifleri göz kamaştırmaktadır. Bu odalar içerisinde en çok dikkat çeken unsur, içerisinde bulunan ahşap dekorlar ve işlemeler, birbirlerine monte edilirken bir tane bile çivi kullanılmamış olmasıdır. Bu dekorları ve işlemeleri gören ziyaretçiler şaşkınlıklarını saklayamayacaklar.
